Olgu Sunumları

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Gözat

Son Başvurular

Şimdi gösteriliyor 1 - 3 / 3
  • Öge
    Andersen Tawil Sendromunda Anestezi Uygulaması
    (Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2011-10-01) Koçyiğit, Muharrem; Akpek, Elif; Güneş, Candemir; Şirin, Fatih
    ÖZET Andersen Tawil sendromu kardiyak disritmi, periyodik paralizi ve geli şim deformiteleriyle karakterize olan nadir görülen genetik bir hastalıktır. Sendromda gözlenen kardiyak bulgular ventriküler aritmi (%84), uzun QT sendromu (%50), anormal TU dalga paterni (%73) ve ani kardiyak arrest tir (%10). Periyodik paraliziler sıklıkla hipokalemide görülmekte ve bu du rumda kardiyak aritmi sıklığı artmaktadır. Fiziksel görünümde ise kısa boy, hipertelorizm, hafif bilateral ptosis, düşük kulak seviyesi, protrude alın, hi poplastik mandibula ve sindaktili bildirilmektedir. Bu olgu ile Andersen Ta wil sendromu tanısı bilinen bir hastanın rinop
  • Öge
    Dev Anogenital Kondiloma Akuminata’da Total Eksizyon ve S-Anoplasti ile Onarım
    (Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2011-10-01) Ertem, Metin; Özveri, Emel; Gök, Hakan
    ÖZET Viral etkene bağlı olarak cinsel ilişkiyle geçen kondiloma akuminata hastalı ğının tedavisinde çeşitli yöntemler bulunmasına rağmen özellikle dev kon dilomlarda cerrahi eksizyon gerekmektedir. Olgumuzda anal kanal mukoza sını işgal eden dev kondilomda cerrahi eksizyon sonrası uyguladığımız Fer guson S-anoplasti tekniğini sunuyoruz.
  • Öge
    Çocukluk Çağı Supratentorial Yüksek Dereceli Glial Tümör: Olgu Sunumu
    (Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2011-10-01) Silav, Gökalp; Atalar, Banu; Ilgaz Aydınlar, Elif; Er, Özlem; Sav, Aydın; Elmacı, İlhan
    ÖZET Pediatrik yüksek dereceli glial tümörler erişkinlerde ortaya çıkan eşdeğerle rine göre belirgin sitogenetik ve moleküler farklılıklar gösterirler. Adjuvan tedavilere verdikleri yanıtlar açısından da erişkin yüksek dereceli glial tü mörlerden farklıdırlar. Maksimum güvenli tümör rezeksiyonu içeren cerrahi tedavi, hastaların yaşam sürelerinin uzamasını sağlamaktadır. Ayrıca, mo dern kemoterapi ajanları ve radyoterapideki gelişimlerde uygulanabilecek tedavilerin sınırlarını genişletmiştir. Bu olgu sunumu ile çocukluk çağı yük sek dereceli glial tümörlere güncel yaklaşımın irdelenmesi, tanı ve tedavide ortaya çıkan gelişmelerin değerlendirilmesi amaçlanmıştır