Publication:
Yasalara İki Perspektif: Miletos Okulu ve Sofistler

No Thumbnail Available

Date

2019-11-02

Authors

Toral, Bozkurt

Journal Title

Journal ISSN

Volume Title

Publisher

Research Projects

Organizational Units

Journal Issue

Abstract

Felsefe tarihi genellikle, ilk filozof olduğu kabul edilen Thales'le ve Thales'in kurucusu olduğu Miletos Okulu'yla başlatılır. Miletos Okulu'nun mensupları, Homeros'un ve Hesiodos'un yaşadığımız evreni açıklamak için kullandığı teogonzlerin (dünyevi olguların tanrıların doğuşuna ve soyağaçlarına dayandırılarak açıklanması) yerine kozmogoniler geliştirmişlerdir. Gözlemlere dayanan kozmogonilerin amacı, dünyevi olayları dünyevi yasalarla açıklamaktı. Physis, yani doğa kavramına odaklanmış kozmogoniler siyasi ve sosyal yaşama da bu perspektiften bakıyorlardı. Presokratik ve Sokratik düşünce geleneklerinin odağında olan adalet kavramını da yağmurun yağması gibi mekanik bir işlem olarak değerlendiriyorlardı. Anaksimandros zamansal sırayla ortaya çıkmış şeylerin yok olmalarını, varlıklarının kefaretini ödemek olduğunu iddia etmektedir çünkü ona göre şeyler birbirlerine karşı haksızlık ederek var olabilirler yalnızca. Yunan-Pers Savaşları (MÖ 499-449) sonrasında Atina'da ortaya çıkan sofistler ise (düşünceleri benzeşen bir okul değillerse benzer bir perspektifi paylaşmaktalardı) polise bu denli physis gözlüğüye bakılmasına karşı çıktılar. Sofisler de Miletoslular gibi dünyevi olayları dünyevi yasalarla açıklamaya çalışıyorlardı. Bununla birlikte physisin yasalarıyla polisin yasalarının birbirinden ayrı olduğunu düşünüyordu: İnsan doğanın içine düşmüş ama polisi inşa etmişti. Böylece nomoiye, ikinci bir perspektif geliştirmişlerdi. Atina'da oynanan tragedya oyunları da bu yeni perspektifin tartışıldığı kamusal etkinlikler olmuştu.Kojin Karatani, Izonomi isimli kitabında aslında Yunan anakarasından gelen kolonicilerin kurduğu (Miletos'un da dahil olduğu) İyonya'da gelişen bu physis perspektifinin ortaya çıkış sebeplerini siyasi ve sosyal kurumlarda ve ekonomik yapıda olduğunu iddia etmektedir. Buna göre İyonya'daki yönetim şekli olan İzonomi, Atina'daki demokrasiden farklı olarak köle emeği ve gelir uçurumdan doğmuyor, bunları gerektirmiyor ve bunları engelliyordu. Polisin, cosmopolise benzemesi physis perspektifinin gelişmesini mümkün kılmıştı. Atina'daysa köle emeğine dayalı ekonomik sistem ve sınıflı toplum, demokrasinin ekonomik eşitsizliğe dayanan sistemini meşrulaştıracak düşünceler üretmiştir. Sofistlerin en önemli müşterileri olan tüccarların siyasi taleplerinin ve kazanımlarının nomoi dair ikinci (Sofistçe) perspektifin gelişmesinde etkisi gözlemlenebilmektedir. Thesmoiye, yani geleneksel yasalara göre tüccarların veya orta sınıfın poliste bulunamayacakları konumlara gelmeleri ve alamayacakları görevleri almaları yasaların doğal veya tanrısal kaynaklı olmakdıklarını göstermiştir. Dolayısıyla polisin yasaları insanlarca yapılmıştır ve onlar tarafından değiştirilebilirlerdir. Sofist Protagoras'ın meşhur sözü, insan her şeyin ölçüsüdür de Atina demokrasisinin bu yapısının ve bunu meydana getiren sınıflı toplum ve ekonomik dönüşümün neticesidir.

Description

Keywords

İzonomi, Demokrasi, Sofist, Nomoi

Citation